ben şehirlerarası ulaşımın açılmasıyla birlikte sosyal mesafe kurallarına uymaları şartıyla açılacağını düşünüyorum

1 hazirandan sonra sadece restoranlar açılacak. Bakan dün anlattı hepsini. Gazetelerde bütün detayları var.

Çok dikkat etmen ve yaşam tarzını değiştirmek zorunda olduğun bir hastalik. Dikkat edilmezse bir sürü yan hastalığa neden oluyor.nane, kabuklu çiğ domates, kola ve gece yemeğinden uzak durun. Ses tellerinizde felce yol açabilir arada ayva yemeye çalışın veya bir dilim ayvayı bir bardak suda yavaşça kaynatıp için ara sıra.

öksürüyorum butun gün,özellikle yemek yiyip yatarsam sabaha kadar boğmaca gibi oksurtuyor ve genizi yakiyor.

Önce dahiliyeye gidecek,orda derdini anlatacak,dahiliyeci onu derdine göre uzmanına sevk edecek.

Mevcut aile hekiminden memnun değildi, şu dönemde de değiştirmek için uğraşmaz. Aslında bütüncül yaklaşımı olan bir doktor arayışındayım diye ifade etsem kendimi daha doğru olacak sanırım. Fonksiyonel tıp doktorlarını duydum ama hiç tavsiye veya deneyim paylaşımı okumadım. Öyle bir doktora görünmek nasıl olur?

Bence önce Dahiliye sonrasında muhtemelen Nörolojiye yönlendirebilir.

kesinlikle genel dahiliye. oradan bir kardiyoloji ve nefrolojiye sevk ederler ama çabuk olsun. haftada 1 2 kg kaybetmesi çok fazla kötü bir şey çıkmasın umarım.

Kilo kaybetme hızı biraz sıkıntılı. Gaz yapici yiyeceklerden uzak durduğu bir gün gidin hastaneye. Dahiliyeciyle gidin ama tam batın tomografisi yapmasa da isteyin.

Ölçülüyor ama sıkıntı şu; hastalığı asıl bulastiranlar ateşi vs si olmayan hiç belirti gostermeyenler.

dışarı 40 derece, güneşte kalıp gelen adamın alnıyla, arabasında klimanın yüze vurduğu adamın ateşi aynı bile olsa alet 3-5 derece yanılabilir. o aletleri kullanan insanların ciddiyeti de önemli. tutulması gereken yakınlıkta tutması lazım.

sürücü tarafından yolcuları pencereden ölçen jandarma muhtemelen tüm ateşli hastaları kaçırıyordur.

ki belirti olmadan geçiren binlerce kişi var+1

kontrollü de alsalar, gözden kaçar demek istiyorum.

bence hiç sağlıklı değil süreç. salsınlar herkesi kimseyi de yormasınlar bence.. o aletle virüs bile bulaştırırlar muhtemelen olmayanı da hasta ederler

ölçmesinin bir anlamı yok.

@deer hunter çok güzel söylemiş. 38,39,40 derece ateşi olan bir insan ilaç alıp ateşi baskılamadan zaten dışarı çıkamaz. çıksa da avm'ye gitmek o halsizlikte son seçenek olur. son seçeneği seçip avm'ye gitse bile şak diye alet tespit eder. aletin tespit edemeyeceği seviyelere ateşi düşüremez. yani covid ateşini.

sonuç: ihtimal dahilinde olan bir şey için dışarı çıkmayın. dışarıda sadece işi olan olsun.

ölçülse ne olacak. bugün pazara gittim orda da ölçülüyordu. millet birbirinin götünün içinde. önümdekine mesafe koysam arkamdaki yapışıyor maskesi çenesinde. ölçen eleman illallah etmiş zaten kol kalmamış adamda.

kısacası bu ülkede her tedbir göstermelik. bir işe yaradığı yok. maskeyi para koyduğu cebinden çıkarıp takan adam var. ya virüs hakkaten zayıfladı ya da rakamlar hakkaten doğru değil. böyle salakça dolaşan insanlar yüzünden nefret eder oldum herkesten.

Bizim işyerinde termal kamera var, geçen öğlen yürüyüş yapıp içeri girdim termal kamera alarm verdi. Güvenlik hiç oralı olmadı dedim benim ateşim yüksek mi çıktı dedim? Dışarısı sıcak yürüyüş yaptığın için yüksek çıktı dedi. Bugün çoğu kişiye oldu söyleyince termal kameraya güvenmek pek mantıklı değil.

Evet. Kitapçılar çarşısı da açık.

Hayır.

Komediyse evet

abi izlerim de nasıl? ben mesela sinemada konuya vurulan birisiyimdir. biçimden önce içerik önemlidir benim için ama o da bi yere kadar. mesela bunun konusu ilgimi çekmedi pek ama çok sağlam canlı diyaloglar ve güzel çekimlerle müthiş bir şekle sokulabilirse tabii ki ayıla bayıla izlerim.

Bir muhasebeci var haksız bir şekilde hapse atılıyor. Orada bir zenciyle dost oluyor. Filmin sonunda da hapisten kaçıyor. Bunu izler miyiz? Böyle anlatınca hayır. Ama esaretin bedeli' nin konusu bu. Tüm zamanların en çok beğenilen 3 filminden biri. Konu değil konunun nasıl işlendiği önemli.

tabi turu yazmamam cok mantıklı olmus:)
komedi

Meric acemi sen misin?

meriç acemi böyle bi konuya uyarlama olmadıkca giremez, girdiginde de batırdı zaten gorduk:)

varsa yoksa cocuk gorunumlu, napıcagını asırı derecede bilemeyen aptal roluyle yasayan kızları yazar.

platform da önemli tabii

şimdi böyle bir konunun bir trt dizisi olduğunu hayal edin, bir de netflix :))

The missing
The killing
The sinner.

the wire

Homeland

Mindhunter
Manhunt
People vs OJ Simpson

The wire ++++1

Justified
Bosch
The wire
The shield
Mind hunters
Unabomber

Mind hunter +262727228

Broadchurch

Blacklist

The Shield +1

İzlemesi aşırı zevklidir.

X files

the town

castle

the wire

Çok iyi bildiğim, çıraklığından geldiğim bir iş varsa onu kurarım. Yoksa boşu boşuna kendimi başkasının elinde maskara etmem diye düşünüyorum.

(bkz: 150 bin tl'ye yapılacak en iyi iş)

Verdiğiniz örneklerin çoğu mantıksız zaten. O yüzden gerçekten mantıklı fikirler önerildiğinde size mantıklı gelmeme ihtimali yüksek. Bir de bir işin basarili olmasında en önemsiz şey sermayenin miktarıdır. Para değil insan başarılı olur. Sizin kişiliğinizi, becerilerinizi, şehrinizi, iş yapma şeklinizi, beklentinizi bilmeden ne desek boş.

En güzel cevap bi üste verişmiş zaten.
İş kurmak yarırım değildir. Hatta açıkça söyleyeyim risktir. Ama bunu yatırıma, getiriye çevirmek kişinin elindedir.
En iyi bildiğiniz işi yapmalısınız. O iş her neyse, burada tutmaz şu an sırası değil vs demeyeceksiniz. Zaman, emek harcayacaksınız. Param var, bir iş kurayım da bi yerde kendi kendine değerlensin ben de ara sıra kolaçan ederim demekle olmaz.

Yumurta ve hayvancılığın nesi mantıksız mesela sizin için? Organik tarım içeren başka şeyler de olabilir. Özellikle az bulunan meyveler gibi.

Covid sonrası, internet alış verişleri, eğitim, çocuklarla ilgili her çeşit hizmet revaçta olacak
Temizlik şirketi kurabilirsiniz mesela, covid prosedürlerine uygun ilaçlama/temizlik yaptırmak için

sermaye aslında zamanı hızlandırmaya yarıyor bana göre.

2013'te 100 TL sermayeyle e-ticaret hayatıma başlamıştım. 2015'de aylık cirom yaklaşık 30.000 TL'ye dayandı. sonra paypal türkiye'den çekildiği için işim sona ermişti.

o sıra kuşadası'na taşındım, darbe oldu cebimdekini kaybettim bu sefer.

şimdi aynı işi yeniden başlatma şansım var. yine komik rakamlarda sermayem var ama başladım işte.

kargodan geliyorum, evden dışarı sadece kargo vermek için çıktım ve 100 TL kazanç elde ettim tek satıştan. günden güne artacak. sadece emek ve zaman gerekli.

sözün özü, e-ticaret alanına yönelin ama herkesin yöneldiği alana değil.

internet olayı, e-ticaret olayına balıklama atlamamak lazım. güzelce araştırma gerekli. benim elimde de güzel domainler, fikirler var ama bu bir şeyin garantisi değil. Gerçekten zaman ayırmak lazım ve koyacağınız sermayeyi ilk başta unutmanız gerek. umarım başarılı olursunuz.

bahsedilen sermaye tutari cok dusuk hele boyle bir donemde.bu miktarla gelecegi ve cirosu goz onunde bulundurularak su bayiligi mantikli olacaktir.

250k da demissin o zaman su basliga da bak.

(bkz: 200k sermaye ile yapılacak en karlı iş)

ayrica kucuk capli arastirmam sonucu bu asagidaki isleri karli ve bu paralarla yapilabilir sonucuna ulasmistim. bir arastir istersen:

ARICILIK
KUMES HAYVANCILIGI
ISTIRIDYE MANTARI
KAVAK AGACI EKIMI
AROMATIK BITKI EKIMI
CILEK EKIMI
IPEK BOCEKCILIGI

@baldur2

Arıcılık kolay bir iş değildir. Bal dediğimiz şeyin değeri doğallığından gelir. Günümüzde marketlerde satılan balların reçelden bir farkı yoktur. Arı kışın çalışmaz. Ona uygun bir ortam olması lazım. Soğuktan koruman gerekir. İlkbaharda arı oğullaması dediğimiz şey olur. İkinci bir kraliçe çıkar kovandan ve kendi sürüsünü alarak terkeder kovanı. Bu terkedeni yakalaman gerekir. En önemli detay ise doğal bir ortam, alan gerekir. Günümüzde en kolay arıcılık şekli arıya şerbet, glikoz vermektir. Yani arıyı şekerle besleyerek şeker balı yaptırmak. Bunun da kalitesi iğrençtir. Kaliteli bir bal biraz şans işidir. Yağmur, rüzgar gibi çok çeşitli değişkenler var. Risk alırım diyorsan doğal arıcılığa başla derim. Ama ben olsam hemen atlamazdım buna.

hesaplarinizin cogu dogru. cogu satici kar edemiyor. ya da kar ettigini saniyor.

bundan dolayi kücük satici her zaman zarar edip farketmeden iflasa dogru sürükleniyor.

kurutma makinesi gibi ürünlerde 5 lira filan kar orani varken, ayakkabi, canta gibi ürünlerde kar marji yükseliyor biraz daha.

Cevap için sağ olun, yani bazı ürünler gerçekten çok riskli gibi. Hele stok çalişıliyorsa.

Genel olarak kar marjları en muhteşem elektronik üründe bile %1 %5 arasında kalıyor. Kar etmenin iki yolu var. Birincisi maddi gücün olacak ve ülke geneli tüm stoğunu veya büyük bir çoğunluğunu kapatabileceğin bir mal bulacaksın. O zaman fiyatın belirleyicisi sen olursun. Ama burada bu malların yakın zamanda tekrar ithal edilip ülkeye girmeyeceğini veya çok daha yüksek fiyatlarla gireceğini bilmen gerek.

İkinci olarak dövize bağlı ürünler geliyor. Ama bu kumlardan farksız. Bugün düşük bir kurla stoğuna aldığın ürünler yarın döviz yükselirse kar marjında yükselir ama aynı şekilde döviz düşerse marjın düşer hatta zarara döner.

Bu arada komisyonlar dışında iade dönen kargo bedelinin gidiş dönüş ödendiği ürünler, kargoda hasar görüp kargo firmasının tazmin etmediği ama müşterinin tüketici hakem heyetine gidip bir güzel size parasını ödettirdiği ürünler de cabası.

Duygusuzromantik dediği gibi tekstil kısmında özellikle benzersiz yani sıradan mağazalarda bulunamayacak butik tarzı kıyafetler satıyorsanız marjları daha yüksek.

Sağ olun cevap için, gerçekten bir sürü derdi olan bir iş...

E-ticaretle uğraşan biri olarak yazıyorum bugün bu işi yapan her 10 kişiden dokuzu kar ettiğini sanıyor sadece para dönderip hamallık yapıyor. Sonunda da hüsran.

Adam 10bin liralik satis yapiyor, hesabina 6000 yatiyor. Komisyon, kargo bedeli, iade kargo kesintisi, gec gonderilen urun cezasi, vitrine urun ekleme ve diger reklam kesintileri zart zurt...


Pis is. Aglayan cok var.

Ayrica kar ettigini sanip zarar eden cok kisi var +1

E ticaret yapmıyorum ama şuan ön hazirligini yapiyorum. Ticareti bilmiyorsan e ticaretten de para kazanamazsin. Benim gördüğüm Trendyol gibi pazaryerlerine bağımlı olarak satış yapanlar ister ek gelir peşindeki al satci beyaz yakalılar ister çok güçlü üreticiler olsun batmaya mahkumlar. Kendileri hariç herkes para kazanıyor. Bunun en temel sebepleri niş ürünü olan ve yüksek kar marjı rakipsiz ürünü olan çok az satıcı var. Yani hem sürüm yapan hem rekabetten etkilenmeyen tasarımla önplana çıkan hem de kar marjı bütün görünür ve görünmez giderler çıktıktan sonra bile yüzde yüz kar bırakan ürünü olan çok az satıcı var. Sadece onlar para kazanıyor. Ya da Türkiye'den dünyaya e ticaretle toptan veya perakende ürün satmanın yolunu bulabilenler. Sadece paypal in yasaklanması bile bunu yapan bir çok kişinin önünü tıkadı.
E ticarette çok para var ama o çok parayı işin sahibi malın sahibi olarak kazananların sayısı çok az. O çok parayı aracılar kazanıyor. Gerçi Amazon Türkiye'de şuan sadece hazırlık yapıyor kumda oynuyor. İki sene sonra Trendyol gibi pazaryerleri de yurtiçi kargo gibi müşteriyi kanser eden firmalar da Amazon'un hamlelerinden ya çok darbe yiyecek ya da sadece kazanmayı bırakıp kazandırmaya da başlayacak. Trendyoldan haftada 1 buçuk milyon TL ödeme alan arkadasim bile battı. Çünkü ona bağımlı hale geldi.
Kendi yüksek talep gören ürünu olmayan ve kendi satış ağı olmayan herkes e ticaret bataklığına hevesle girip kaybolmaya mahkum maalesef.

Cevaplar için sağ olun, çok bilgilendirici yorumlar.

Heryer gibi bu işlerde karanlıkta genel çoğunluk için.
Dünya kadar faaliyet var ama kazanan hep pazaryerleri, küçük satıcı içn durum zor anlaşılan.

Covidli kabul etmeyen hastaneler var. İlk olarak onlar tercih edilebilir. Hareketsizlik tansiyon yükseltir. Limon suyu nar suyu çiğ sarımsak ve egzersizi ihmal etmeyin bu dönem.

deer hunter,

Tüm hastaneler covid pandemi hastanesi ilan edildiği için covidli hasta kabul etmeyen hastane olacağını pek düşünmüyorum.

Yo var. Yoğunluk azaldıkça bazı hastanelerde en azından covidli yatış yapan hasta yok.biyere toplamaya çalışıyorlar.

Atölye, isyeri falan patlatıyorlar haberlerden gördüğüm kadarıyla

Bir binaya gündüz gözü girip bişeyler çalmayı göze alan adamın işleri tıkanır mi? Olsa olsa vizyonu genisler.

işyerleri boş. hatta bence bu dönemde daha iyi iş yaparlar. sokağa çıkma yasağı ile birlikte tamamen boş iş hanları var.

Umarım gecinemeyip ölüyorlardir.

Geçtiğimiz yasaklar da dahil hafta sonları marketler kapalı fırın ve unlu mamüller açık.

mario kardeş 23 nisan ve 24 nisanda bir de 1 mayısta haftiçine denk geldiği için marketler öğlene kadar açıktı. haftasonları olmuyor. deer hunter'ın dediği gibi fırınlar açık sadece.

Aboo neredeyse sıfır bilgi 100 cesaretle giriyorsunuz işe. sıfır bilgi, işletme açısından diyorum yoksa mesleğinizle ilgili deneyiminize laf etmem. haddim değil. öncelikle faturalaşma işlemleri için güvenilir bir muhasebeci bulun ve şahıs ya da limited olarak şirket açın. bunun ardından;

uygun fiyatlı merkezi bir yerde sanal ofis kiralayın. toplantı odası kullanımı, adınıza telefon ve gelen çağrıları firma adınızla cevaplayan personel, müşteri aramalarını not eden size yönlendiren bir hizmeti olsun. bunlar hep sanal olacak. yani bu hizmetin aylık ödemesini yapın, öyle sekreter filan gibi birini tutmayın, hat satın almayın filan.


yeriniz hazır. söylemeye gerek yok. bir kurumsal web sitenizin de olduğunu varsayıyorum. yoksa da olsun mutlaka. olmazsa olmaz.

ofis tamam site tamam. siz eğer editörseniz sağlamından bir grafik tasarımcı ile free lance anlaşın. sigorta, yemek, telefon gideri, ofis giderini ötelemiş olursunuz büyüyne kadar. eğer siz grafikerseniz sağlamından bir editör ayarlayın yine freelance.

şimdi sanal bir ofisiniz, kurumsal bir siteniz ve mevcut iki çalışanınız var. bundan sonrası pazarlama becerinize kalmış.

eğer mümkünse tüm bunlardan önce bir müşteri bulun. müşteri tarafında kurumsal site yeterli. müşteriyle el sıkıştıktan sonra şirketi kurun kiralamaları yapın ve hizmete başlayın. bu anlattığım işin tohum aşaması. fidan haline gelebilmesi için eğer bütçeniz uygunsa sektörde deneyimli pazarlama elamanı da alıp kontrollü büyüyebilirsiniz

EK:
Başka ne tür personel olur sorusunun cevabı başlangıç için değil ama ideal bir iletişim ajansı için;

- sekreter
- hizmete uygun arabası olan şoför ya da kiralık araç şirketi
- tüm birimlerin başında genel koordinatör
- her birim için koordinatör
- grafik bölümü için bir art direktör
- art direktör altına yeteri sayıda grafiker
- yazı işleri bölümü için editör
- editör altına yeterli sayıda muhabir
- tüm işlere yetecek kadar fotoğrafçı ya da kiralık fotoğraf ajansı
- görsel/imaj sitelerine premium üyelikler
- sanal değil fiziki ofis ise ofis temizlik elemanı (haftalık/günlük)
- pazarlamadan sorumlu uzman
- ofis sizin ise bilgi işlem hizmeti

hocam önce müşteriyi bulacaksın, sonra personeli bulacaksın. acilen bu işten vazgeçin ya yazdıklarınız hiç ümit vermiyor :(

"Ankara'da bu işler İstanbul kadar büyümediği için bir şansımız olacağına inanıyorum." bu çok talihsiz bir çıkarım.

Yüzyıllarını sektöre vermiş bir abi olarak söyleyeyim, Ankara'da iş yapacaksanız kamudan iş alacaksınız. Kamudan iş alamıyorsanız özel sektörden ilerleyemezsiniz. Kamu bile işi İstanbul'a veriyor. Özel sektör için Ankara civarına bakmanız gerek. Eskişehir ve yukarıda karadeniz illeri gibi.

Ankara Türkiye'de en kolay para kazanılacak şehir. Ama doğru yolla. Reklam ajansı Ankara'da parlayacak bir sektör degil. Reklamla paralel işlere uygun ama tek başına reklamla buyunulecek bir şehir değil.

İlla kendi sektörünuzde iş yapmakta israrciysaniz reklam kısmı işin sadece yüzde 10 u olmalı. Ankara organizasyonlar,memurlar, avmler,marketler ve iş bilmeyen esnaflar şehri. Bu denklemi çözen herkes burada ihya olur. İdealist pembe hayaller kuran herkes de finalde batmaktan daha ağır sonuçlar yaşar.. amaç para kazanmaksa o çok kolay. Ama yok ben illa reklam ajansı kurucam ve o ajansta sadece reklam işi yapicam diyorsanız ve gerçekten başarılı olursanız büyük bir istisna olursunuz.
Tekrar söylüyorum Ankara Ankara'yı çozen biri için Türkiye'de en kolay para kazanılacak şehirdir. Bu gerçek apaçık ortadayken zor yolları denemeyin.

Sizin bu tarz bir kaç duyurunuza daha rastlamistim. Hep güzel ama gerçek hayatla örtüşmeyen ticari hayalleriniz var. Kendi işinizi yapmak istemeniz güzel. Ama hep dolambaçlı ve bisürü sizin dışınizdaki etkene bağlı projeleriniz var. Birazcık basit bakabilseniz bu cesaret ve para kazanma isteğiyle her şey mümkün. Ama hayatı veya ticareti biraz daha tanımalısınız veya taniyanlardan egosuz bir şekilde destek almalısınız. afedersiniz işin kurdu olmuş ajanslar bile hem zor para kazanıyor hem de bisürü kapris çekip ruh sağlığını korumaya çalışıyor. Niye çetrefilli kazançların peşinde koşmakta bu kadar israrcisiniz ki? İki adım geriye çekilin ve ticaret dünyasına tekrar bakın ve insanlar nasıl para kazanıyor sadece görüp izlerini takip edin. Kafanızda biseye kendinizi ikna edip başkalarının da bunu onaylanmasını umarak bir girisimde bulunmak çok üzücü sonuçlar verebilir . Siz de kendinizi yüzde yüz ikna etmiş veya projelerinize yürekten inanıyor olsanız bu arayışlara bulunmazdı biz veya önceki duyurularinizdaki projemizde ısrarcı olurdunuz dimi?

Ronin
Mystic river
The Town
Jennifer 8( başı siradan başlar giderek coşar)

Casino
Aşk denizi
Kadın kokusu
Şeytanın avukatı
What lies beneath

Heat yazacaktım zaten varmış listende gözümden kaçmış.
Forget Paris
When Harry Met Sally
Memento

Bugün kim bilmiyorum ama 80 ve 90 larda bütün Avrupa ve Amerika'ya satış yapan iki baron vardı ki birinin uzantıları hala Londra'da etkili.

Behçet cantürk ve Hüseyin baybasin ya da baybasin kardeşler.

Hüseyin Baybasin,80-90’larda ciddi nüfuzu vardı,Türk Escobar’ı denirdi şuan hapiste Hollanda’da tutuluyor.

bu tür oluşumlar siyasi otoritenin olmadığı, merkezi hükümetlerin etkisiz kaldığı coğrafyalarda görülüyor çünkü.

adamlar ülkenin belli bir bölgesinde ne hukuk tanıyorlar ne yasa dinliyorlar ve kendi kurallarını kendileri yaratıyorlar.

güney amerika'nın pek çok bölgesinde bu tür oluşumlar hep vardı ve olmaya da devam edecek.

ulusların düşüşü kitabında daron acemoğlu "güney amerika neden bunca kaynağa rağmen zengin değil?" sorusunu başlıca merkezi otoritenin olmaması, sömürge günlerinden kalma sınıflar arası fark ve sosyal eşitsizlikle açıklıyor.

Ülkemizde dünyada en çok tüketilen uyuşturucularından biri üretilmiyor onlardaki gibi, bu yüzden.
Ek olarak da einsteinin kedisi'nin söylediği gibi.

Normal bir zamanda olmadığımız için yok. Kolluk kuvveti yardımı ile hastaneye geri götürülenlerin haberini izledik. Halk sağlığını tehdit eden bir durumda bu uygulanır.

Özel değilse ayrılma isteğinin nedeni nedir?

kaynak yapayim,

covid teshisi koyulan herkesi hastaneye yatiriyorlar mi? bildigim kadariyla cok agir seyretmiyorsa ilaclariyla birlikte eve gonderiliyor. yanlis miyim?

Salgin oldugu icin yok diye biliyorum.

1593 sayılı hıfzısıhha kanunu geçmişe ait bir kanun ve yeni hastalıklar tabiki belirtilemiyor.

ancak verem ve zuhrevi hastalıklar gibi bulaşıcı hastalıklar için

MADDE 107 - Zührevi bir hastalığa müptela olduğu tahakkuk ederek hastalığı etrafına neşir ve sirayet ettirdiğinden şüphe edilen kimseler cebren tedaviye sevk olunabileceği gibi hastalığın sirayetine mani olmak üzere bir hastanede tecrit ve tedavi altına alınabilir. Bu hususta kuvvei cebriye istimali dahi caizdir.

MADDE 287 - 101 inci maddede zikredilen tedbirlere muhalefet edenler veya tedaviye icabet etmeyenler hakkında Ceza Kanununun 526 ncı maddesi tatbik olunur.

mesela aynı kanunda trohom hastalığından bahsediyor ve o da bulaşıcı bir hastalıkmış.


MADDE 101 - Trahom mücadele mıntıkalarında teşkil edilecek heyetler bütün ahaliyi muayene ve tescile ve trahoma müptela olduğu anlaşılan hastaları tedavi maksadı ile müesseselere celbe ve iktiza eden tedaviyi tatbika salâhiyattardır.

bulaşıcı bir hastalık için bu o yönetmelik hiçbir işe yaramaz.

Reddetme sansi yok bildigim kadariyla ancak durumu iyiyse ve Doktor izin verirse.

İnsan hata yapar. Yine yapacaksınız. Önemli olan ders çıkarmak.
O zaman neden yaptım diye hayiflanmayin, bir daha yapmayın.

daha gençtin, oradan aldığın başka bir şey vardı ve bazı şeyler yaşanmadan öğrenilmiyor. yaşadığın şeylerden pişmanlık duymak yaşadığın şeyden daha da çok zarar verecektir sana. o zaman o gerekliydi de geç.

Bazı insanlar bizi güçlendirmek, başka aşklara hazırlamak, ne kadar çok sacmalayabilme ve kendimizi rezil etme potansiyelimiz olduğunu gosterip bundan ders almamız için hayatımiza girer. Dersini almış gibi göründüğünü gore minnet duymalisin o kişiye. Onlarca sacmasapan ilişkide azar azar kaybolup gitmekte de bir tanesinde sert düşüş yaşayıp aklını başına almak iyidir.

İnsanın zaafları gerçekten hatalar yaptırıyor. Zamanında umut verilip sonra itiraf edilip en son da inkar eden birine ilgimi açıkça itiraf edip götünde dolanmıştım. Hayatımda kendimi küçük düşürdüğüm en acı tecrübeydi. Yıllar sonra başka bir iş ortamında karşılaştık ve onu gördüğümde eski anılardan dolayı tekrar utandım. beni son gördüğünde “yok artık yaa” demesi ve kısa bir muhabbetin sonunda sanki ona tekrar ilgi duyacakmışım gibi garip tavırla oradan ayrılması yeniden aynı utancı yaşamama sebep olmuş olsa da o an farkettim ki, aslında o zamanlar duygusal boşluğum ona bu tip aşağılayıcı durumlar yaşamama sebep olmuş. İkinci karşılaşmamızda hem kız arkadaşım vardı ve bu zaaflarımın beni küçük duruma düşüreceğini o zamanlar kendime çok kızarak öğrenmiştim.

Bir zaman sonra bu tip şeylerden ders çıkardığın zaman ileride aynı hatayı yapmamaya çalışıyorsun (yapmadım da).

İleriki yaşlarda bu yanlışı yapmaktansa daha erken yaşlarda bununla karşılaşmak daha hazmedilebilir oluyor. En azından bu yaşıma geldim hala çok salağım dedirtecek bir ögeyi ortadan kaldırmış oluyorsun.

aynı bu durumdayım, kendine yüklenme, tek sen yapmıyorsun bunu. en kötüsü buna alışmak, ben alıştım mesela böyle davranılmasına. sen yapma. kendini affet ve sev. kurtulmuşsun işte

hepimizde vardır böyle şeyler. yokluktan, yalnızlıktan vb.baska seylerden dolayı normalde kabul etmeyecegimiz seyleri kabul eder ve istemediğimiz şeyleri yaparız. sonra bu durumlar geçtiğinde gözümüz açılır ve nasıl olmuş, nasıl kabul etmişim diye düşünürüz.

karantina sürecinde evde eski fotoğraflarımı düzenlerken üniversite yıllarında hayatımda olan bazı tipleri gördüm. kendime kızdım bir kez daha.

ama olur öyle. çok kafana takma, dönüp dönüp aynı yere gelme. unut gitsin. yapmışsın bir hata. olabilir. şimdi bir daha aynı hatalara düşmeme, suistimal edilmeme zamanı.

Sanırım önerilerinizden ziyade daha felsefik içerikli arıyorum

Valla ne derece anlamı bulmuş sayılabilir gözünüzde tam emin olmamakla birlikte Adams aebler demek istiyorum. Çok farklı ve düşündüren bir film.
www.imdb.com

İzlemediysen into the wild hatta film tutunca kitabini da yazdilar

naked
oslo 31 august

hayatın anlamını yüzyıllardır filozoflar bile bulamamış ama o yoldaki filmleriden benim ilk aklıma gelenler şunlar

stalker
synecdoche, new york
bir zamanlar anadoluda
the tree of life
a serious man

İnto the wild

american beauty

Iklimler. nuri bilge nin filmi.

naked +1 tamamen bu soru üzerine yapılmış bir film.

Trois couleurs bleu

Aslında sadece bleu değil tüm üç renk üçlemesi sırasıyla(bleu, blanc, rouge) izlenebilir. Hatta üzerine bir de dekalog izlenmeli bence.

Bunlar dışında "the seventh seal" da hayatın anlamını sorgulaması bakımından çok iyi bir film; zaten film buna müsait bir bağlamda, veba salgınında, geçiyor.

Son olarak, bir anlam bulduğundan emin olmasam da "au hassard balthazar" kesinlikle izlemeye değer bir film.

waking life

filmin animasyon tarzı gözlerini yorabilir

ikinci olarak richard linklater'ın diyaloglar üzerinden anlatım tarzı fazla gelebilir

sonunda bir yere bağlanmıyor, daha çok soru bırakarak kafa açıyor öyle bir film

American beauty
PS i love you

Kirazın tadı

@uzunincemalbrodayim

hanhi yılda çekilmiş olan naked?

www.imdb.com

In the mood for love

breakfast at tiffany

ilginc bi sekilde guzel bir film

In the mood for love underrated kalmış müthiş bir filmdir, gönül rahatlığıyla +1
geçen senenin en incisi portrait de la jeune fille en feu, yürek dağlayıcı bir aşk hikayesi.

Duvara karşı
Dila hanım
Bir eylül meselesi.

Manchester by the sea
Oslo 31.August

büyük baş hayvan bakmanın zor olduğunu biliyorum arkadaşlarımdan.

şöyle ki arkadaşın babası bildim bileli inek bakar.

kendi tarlaları var bayağı büyük, hem satmak için buğday, sebze falan ekiyor.

hem de hayvanlara yem yapmak için mısır ekip, sonra onu slaş makinasında işleyip bişeyler yaparak yem yapıyor.

yani hayvan bakacaksan yem önemli, hazır yem verdikten sonra sattığın süt parasını bile karşılamıyormuş.

ikincisi 1 inek bakmakla 10 inek bakmak pek farklı değil, çünkü elini ayağını bağlıyor, her gün mutlaka yemini vermen, temizliğini yapman, sütünü sağman, hava güzelse dışarı çıkartıp otlatman falan gerekiyormuş.

veteriner ücretleri de yük oluyor. hayvandan çok iyi anlamak lazım, her şeye veteriner çağırırsan olmaz, anlamadığın için çağırmazsan hayvan ölebilir, mundar olabilir.

tabi kapalı ahır olmak zorunda. arkadaşların hem kapalı yeri hem de bayağı geniş belki 10 dönüm kadar çitle çevrilmiş inekler otlasın diye yaptıkları bir alan vardı.

mesela inekler olmasa orada tarım da yapabilirlerdi sonuçta ceviz ağacı ektiler aralıklı olarak.

küçük baş nasıldır bilmiyorum.

geçenlerde ineğin birisinin ayağı kayıp bacakları ayrılmış, çok ağır yaralanmış yani, kasap çağırıp al bunu demişler 1000 lira veririm demiş. arkadaşın babası da hayvan kesemiyor, acı çekmesin diye 1000 liraya vermiş koca ineği.

yani düşün bak, hayvan canlı, mundar değil, normal kesilecek hayvandan bir farkı yok buna rağmen 1000 lira ne demek.

çevre olayı da önemli, sattığın süt 3 kuruşa gidecek, eğer eti de pazarlayamazsan o da öyle olacak.

arazi varsa ceviz ağacı gibi değerli bieşyler ek. yeni tür bir sürü ağaç çıktı, bodur kiraz, bodur ceviz, bodur bilmemne. ekiyorsun 1 sene sonra ürün vermeye başlıyor, 2 3 sene sonra tam kapasiteli ürün veriyor. az buz da vermiyor bodur ağaç olmasına rağmen.

bu paraya kumes kur bari.

büyükbaş hayvancılık hakkında fikir edinmek için Eşref Şekerli'yi takip edebilirsin.
etçi ırk büyükbaş para kazandırır mı?
www.youtube.com
sür üreticisi kazanıyor mu?
www.youtube.com

hayvancılıkla vs alakam yok ama bu adama denk geldiğimden beri düzenli izliyorum, çok güzel hap bilgiler veriyor.
Ek olarak sencer solakoğlu'nun videolarına da bakabilirsin, "vay anam vay millet neler yapıyor" dedirtiyor.

Küçükbaş hayvancılık da zor diyorlar, görece kolay olanı keçi bakmak diye duymuştum.
tavuk hindi vs de çok kolay olmasa gerek...

Ben olsam ucuz işçi ve büyük arazi yoksa canlı hayvanla uğraşmazdım, istiridye mantarı veya topraksız tarım vb küçük yerde az sermayeyle yapılacak daha basit işler denerim.

25000 tl büyükbaş işi yapamaz. O paraya kümes belki.

büyükbaş o paraya zor. küçükbaş desen otlatmazsan anlamı olmuyor. otlatma imkanı varsa zor gelmeyecekse olur diyecem de anca 20 koyun alırsın manasız.

kümes yap basit ama para kazandırır mı tartışılır.

Çilek ek kardeşim.

Tarla arazi varsa kavak agaci dik. 10-15 sene sonra keredtrlik olarak kesiliyor kavsklar. Ama sulanak gerekiyor ilk 3-4 sene

aromatik bitki ekin. yağını çıkarıp ihraç edin.

Makarnadan başka yemek beceremeyen, onun bile kıvamını tutturamayan bir insandım, bu 2 aylık süreçte birçok çeşit sebze ve et yemeğini çok lezzetli şekilde pişirmeyi öğrendim internetteki tariflerden fikir ala ala.

isntanbul enstitüsü müydü neydi onun kurslarına kaydoldum şöyle gelişeceğim böyle süper olacağım dedim ama 1 videoyu bile tam izleyemedim. ödevlere bakıp oyun oynuyorum sadece.

1.5 aydır evdeyim. finans alanında hiçbir bilgim yok ama ilgim vardı. Düzenli araştırmalar yaptım, bloglar, kitaplar okudum. Hatta ufak bir hesaplama ve analiz aracı bile geliştirdim. Şimdi düzenli olarak günlük kısa takipler yapıyorum, yakın zamanda gene tümüyle buna döneceğim.

Şimdi ise 2-3 haftadan beri uzun süredir eğilmek istediğim çalışmalar, planlamalar vardı. Herşeyimi düzene sokuyorum, çalışmalarımı yapıp yazılarım, incelemelerim üzerine notlar alıyorum. Online verimlilik araçları, uygulamaları ile daha tertipli çalışıyorum ve haftanın hangi günü olursa olsun günde ortalama 4-5 saat masanın başında oturuyorum.

Yıllardir erteledigim işimi e ticarete de taşıma fikrini hayata geçirdim sonunda. Bir de yıllar önce radyoda yaptığım bir konsepti YouTube a teknik cehaletimden ve vakitsizlikten tasiyamiyordum. Bu günlerde onu asip çok mutlu hissettiğim bir program sunmaya başladım. Kendimde ozledigim bir tada yeniden kavuşmuş oldum. Bir de sözlük bagimliligimi azaltıp film izleme bağımlılığına geri döndüm:)

çok merak ettiğim ansys diye bir program vardı. işlerimin yavaşladığı birkaç gün içerisinde inceleme ve kullanma fırsatım oldu. şu an iş için lazım olsa kullanabilirim. bunu kattım kendime. başka katacak şeylerim de var aklımda fırsatım olursa.

Damarlarda kırık veya başka bir nedenle hasar ya da pıhtılaşma varsa olabilir bu da ciddiye alinmasi gereken bir şeydir( derin ven trombozu) bir genel cerraha renkli bacak doppleri cektirmeniz lazım. Devlette şuan çekmezler. Özelde deneyin.

lucy in the sky with diamonds şarkısını dinleyerek resim yapan sanatçılar varmış diyorlar, bilemiyorum.

Spor,
Yoga,
Matematik,
düzenli uyku,
düzenli müzik
Sürekli kitap okumak,
Meditasyon

Bir de dil öğrenmek ve dans etmek. Çoklu düşünce, empati ve sorum çözme konusunda katkı sağlıyor.

Telefonla az zaman geçirmek, uykudan önce uykuya hazırlık süresini doğru geçirmek, sessizlik ve doğada zaman geçirmek, beyin fonksiyonlarini hızlandıracak egzersizler yapmak, rahatsız edici dış etkenleri azaltmak.

Yürümek.

Kısa hikaye okumak

Önceden almıştır belki? Ben geçen sene on liraya falan bi maske almıştım ffp1 deprem çantası için. Geçen ay hastaneye gitmem gerekti onu kullandım.

Yurt dışından gelen birisi getirmiştir. Her ülke aynı mıdır bilmiyorum ama benim bulunduğum ülkede Türk marketi bile N95 maske satıyor, maske bolluğu var ülkede :)

Bende 10 tane n95 var. Şirket martın başında dağıtmıştı kullanmıyorum ama napacağımı da bilmiyorum. Bu arkadaş da büyük ihtimal önceden fazla fazla aldı. Ya da yıkayıp yıkayıp kullanan çok var , onlardandır.

Bana işyerinden verdiler

Yahu korsan kitap satmak da yasak ama korsan kitap alabiliyorsunuz. Maske de yasak ama her yerde satılıyor. Hangi ülkede yaşıyorsunuz anlamadım ki?

@deer: nerede söyleyin de biz de alalım.

Nerdeyse her köşe başında,internette vs.

Anneme çalıştığı yer maske veriyor. Salgın öncesi de maskeyle çalışıyorlardı. Normalde iş çıkışı çöpe atıyorlar ama ben nasıl bir maske olduğunu merak ettim. Bir gün getirdi, baktım kaliteli bir şey; dezenfekte edip kullanıyorum. Dışarı çıkarken içine bir kat da kağıt havlu koyuyorum.

rina o tarzdaydi.

Rina doğallıktan biraz fazla uzaktı ama izlemiştim. Teşekkür ederim.

"mandıra filozofu" (muhtemelen izlemişsinizdir.)

iftarlık gazoz?

yilmaz erdogan'in filmleri de oyle oluyor.

Dondurmam gaymak

azıcık daha farklı olarak biz böyleyiz'i tavsiye ederim pişman etmez.

edit: birazcık daha yorucudur.

Bir eylül meselesi.

Entelköy Efeköye Karşı, çok güzel ve kaliteli bir filmdir.

iyi yazılmış bir senaryosu var. Karakter gelişimi, çatışmaları kuvvetli, kendini izletiyor. Bence değer. Yarısına geldiğinizde sonunu tahmin edebiliyorsunuz ama yine de değer.

Hbo dizisi diye abartılıyor. Sıkıcı bir dizi. Ağır olduğundan da değil. Bildiğiniz sıkıcı.

Vasat bir dizi bence.
Making a murderer bir belgesel ama tema benzerliği olarak kıyaslarsak 1000 kat daha iyidir. Şiddetle tavsiye ederim.

Kesinlikle

Kesinlikle. Ama tabii ki araba kovalamacalı bir kişinin 15 kişi tek başına dövdüğü filmlerden başka film izleyemiyorsanız sıkıcı gelir. Sistem eleştirisi seviyorsanız favorilerinizden olacaktır muhtemelen.

İyi ki açtın bu duyuruyu. Tekrar izlemek istediğimi farkettim. Bu türde the missing i mutlaka izle. Benzersizdir.

A quiet place.

Ölüm oyunu bir bilgisayar oyunu oynuyorlar ve gerçek oluyor. Birde mabet. İkiside çok amatörce gelebilir ama güzel geldi hala unutamadıklarımdan

www.imdb.com
www.imdb.com
www.imdb.com
www.imdb.com
www.imdb.com
www.imdb.com
www.imdb.com
www.imdb.com
www.imdb.com
www.imdb.com

sanırım korku sayılmaz ama insanı gerim gerim geren çok yıpratıcı bir film olarak 13 tzameti'yi önerebilirim

(bkz: hausu)

www.imdb.com

Gok-seong(the wailing)
uzun bir film ama şiddetle öneriyorum.

az bilinen filmlerin en büyük sıkıntısı izlenecek yöntemlerin olmaması. yani buraya torrent'ini bile bulmanın mümkün olmadığı filmleri yazmamızın bir anlamı yok diye düşünüyorum, bilmem katılır mısın?

ben de az bilinen korku filmlerinin takipçisiyim uzun yıllardır, neredeyse hiç birini bulamıyorum.
genelde kore, japon ve ispanyol sinemasından çıkıyor göz önünde olmayan ama kaliteli korku filmleri, bunlardan bulunabilenler için şanslısın.

benim izleme listemde bulunup izleyecek yer bulamadığım bir tane bırakayım mesela, en çok şunlara hype'lıyım ama bulamıyorum, belki sen bulursun.
www.imdb.com
www.imdb.com
www.imdb.com
www.imdb.com

daha bulunabileceklerden örnek verecek olursam
www.imdb.com
www.imdb.com
www.imdb.com
www.imdb.com
www.imdb.com
www.imdb.com

uzun bi film hatta mini dizi gibi ama çok çok güzel. rose red konağı, stephen king'in. müzikleri falan da bayağı iyi. tavsiye ederim.

Gok-seong(the wailing) +1
Hereditary (izlenmediyse)
Midsommar
Dead End
The Changeling 1980
The Ruins
It follows
In the mouth of madness
Misery
As above so below
Invitation
Jacob's Ladder
Prince of Darkness
Ils
Inside
Frontier
Invasion of body snatchers 1978
Triangle
Spoorloos
Life
Trick'r'Treat
The Dead Zone
Mothman Prophecies
Oculus
Upgrade
The Cell
White Noise

Ve tabii ki The Tenant

Oriol Paulo bu adamın üç tane filmi var onu izler misiniz lütfen.

kairo 2001

Evet. O çubuk derine girmezse sonuclar doğru cıkmıyor. Hem agızdan hem burundan alınıyor.

Evet test böyle de cidden böyle bir acısı olsaydı defalarca konuşulurdu sosyal medyada. Ben daha geçenlerde böyle olduğunu öğrendim. Yanaktan tükürük yoluyla alınıyor sanıyordum. (swap deniliyordu sanırım)

vidyoyu izlemedim ancak test yaptirdim. burnumdan degil resmen beynimden aldilar ornegi, 2 gun normale donemedi burnum. alinirken gozumden baya yas geldi.

3 defa test yaptılar (son 2'si negatif çıktı.) 3 testte de ağzımdan kal geldi, videodaki olaya benzer uygulamaya maruz kaldım.

Bunu kamu spotu yapsalar. Ne virus kalir ne bir sey. Silah zoruyla insanlari cikartmazsin disari. O adam ordudan bi de sen ben gibi hanim evladi degil

vücudunuzda ciddi bir enfeksiyon var. covid olduğunu sanmadığınız için bu kadar bilgi size yeterli.

Bence kesinlikle 112 yi aramalısınız. Şiddetli bacak ağrısı karın ağrısı ve ishal semptomlar arasında. Parol tedavide destekleyici olarak veriliyor kolay kolay covidde atesi düşürmüyor diye biliyorum ama covid değilse bile başka ağır bir enfeksiyon oldugu belli.

anlattıkların tamamen covid semptomu?

yüksek ateş
şiddetli kas ağrısı
boğaz ağrısı
karın ağrısı ve ishal

eğer sen covid değilsen kimse olamaz.

112yi ara bilgi al, ondan sonra hastaneye git, vakit geçirme, erken teşhis çok fark yaratıyormuş covid de.

@hem şişko hem deli solunum yollarıma ilgili bir şikayetim yok. Ben de semptomların hepsini birden göstermeden covid olabilir mi bunu soruyorum. Sabah hastaneye gideceğim.

iyi de , illa nefes darlığı çekip dudakların morardıktan sonra mı gideceksin?

bu hastalık böyle, kime nasıl tutturabilirse öyle etkiliyor.

semptomlarin hepsini gostermeden covid olabilirsiniz evet. oksuruk olmadan sadece soylediginiz semptomlarla covid teshis edilen cok hasta var. ornegin: youtu.be

gecmis olsun bu arada.

www.youtube.com

12.25 sonrasını dinleyin.

hiç semptom göstermeden de covid-19 geçirebilirsiniz.

Teşekkür ediyorum herkese. Her ihtimale karşı hastaneye gidiyorum.

Hastaneye gittim. Enfeksiyon kapmışım. Serum verip yolladılar. İlgilenen arkadaşlara teşekkür ediyorum.

Git mutlaka diyecektim gitmissiniz. Geçmiş olsun

covid 19 testi yaptılar mı?

yaptılarsa bile 1 günde çıkıyor diye biliyorum.

eğer yapmadılarsa dikkat et, başkasına falan bulaştırırsan risk grubundaysa götürebilir.

24 saate içinde sonuç e-nabıza düşüyor, pozitif çıkarsanız konuşalım ben atlattım.

Kan tahlili yaptılar. Belirgin bir enfeksiyon belirtisi görmeselerdi covid testi yapacaklardı sanıyorum. Bu benim çıkarımım, emin değilim.

Benim kan ve rontgen temiz çıkmıştı, kovit testim pozitif geldi.

Kargo anlaşması olan birinin üzerinden çok uyguna yollanabilir. Benim anlaşmalarım var ama daha önce tanımadığım birine yardımcı olup hukuken basım agrıdıgı için yardımcı olamıyorum.

www.imdb.com

The missing- 2 sezon 8 er bölüm her sezonda bir olay. Dram polisiye. Müthiştir.

Damages

Bölüm odaklı olmayan çok güzel bir komedi var gerçi biraz erkek izleyiciye hitap ediyor. Entourage.

Bir de night of adında harika bir mini dizi var.

banshee

Breaking bad

Boardwalk empire

Prison Break

Dexter

Black Sails

the good place

Gomorra:La Serie

breaking bad bittiyse better call saul
uff

Oz
The wire
Six feet under
Sopranos
Mad men
Breaking bad
Orange is the new black

suç dram entrika (bkz: how to get away with murder)
dönem dizisi 60'lar (bkz: mad men)
suç dram macera kara mizah (bkz: breaking bad) (bkz: fargo), türklerden (bkz: şahsiyet)

fargo 1. sezon. polisiye/cinayet. 1996 fargo filminden uyarlama.
2 ve 3 ü de var izlemedim iyimi bilmiyorum ama 1. sezonu baya iyi martin freeman fln oynuyor.

lillyhammer

the capture

N95 maske ağaçtan toplanan bişey olsaydı evet.

1 trilyon dolar kaybetmektense n95 ormanı kurmayı tercih ederlerdi devletler durumun bu noktaya gelecegini ongorselerdi

N95 şimdi dağıtılan ucuz ve üretimi kolay maskeler gibi değil ki. Nasıl dağıtılsın? Ayrıca sadece maskeyle olacak olsaydı o iş ohooo.

İş maskede değil anlayışta, durumun farkında olmakta.
İnsanları alıştığı ve vaz geçemediği rahatlık öldürüyor. Avrupa, böyle bir anda yaygınlaşan erken ölümleri sürekli bombaların patladığı ortadoğu ya da afganistan'a has bir şey sandı. Geç uyandılar.
Haberlere de bakılırsa kendi yaşlılarını tedavi etmeye bile gerek görmüyorlar.

2 dakikada bir maskeyi düzeltip elleyen vatandaşlar olduğu sürece azalmazdı.

@birseysorcaktim senin sözelci olduğun 100 metreden belli hacı. Direkt virüsün az veya çokluğuyla alakalı değil. Aşı dediğiniz şey etkinliği zayıflatılmış virüstür, az virüs değil.

@unde bach canim arkadaşa haksızlık etmişsin. birilerini sözelci diye aşağıladığını düşünmek yerine biraz okuyup analiz etseydin bunları söylemezdin. bak bu da bir sözelci özelliği :)

........spoiler....

Prof. Dr. Ahmet Akgül, Kovid-19 hakkında,"Hastalık seyrinin ağır olmasının yaştan bağımsız faktörleri de var. Bağımsız faktörlerden biri virüs yükü yani vücuda giren virüs sayısıdır." dedi.

........spoiler.....

(git: www.aa.com.tr)

85 milyon n95, bırak türkiye'yi, dünyada var mı tartışılır.

Adam dükkana mağazaya maskesiz giriyor, uzaktan sesleniyoruz "maske takın lütfen" diye, "maskem arabada" diyor!

Bilinç önemli, yoksa herkese maske versen de herkes aynı bilinçle olmayınca etkisi az olur.

Ayrıca maske bu güne kadar bu kadar lazım olan bir şey değildi, stok sayısı kimseye yetmedi, harıl harıl üretilirken bile yetmiyor şu an.

Bütün gazlara basvurup reddedilen tanıdıklarımın coğu e devlet acık kapı uygulamasına basvurdular ortalama bir haftada 1000 TL aldılar.

Fazlara olacaktı.

Yasak gelmeden önce temin edilmiş, satın alınmış olabilir. Aynı maskeyi kullanıp duruyor millet mecburen.

bize çalıştığım fabrikada dağıtıyorlar. izmir'deysen biraz verebilirim.

bize hem ptt'den maske hem de sms ile iki sefer kod geldi. dağıtım işini beceremedikleri için bazı kişilere bol bol ulaşırken bazılarina hiç ulaşamadı zannımca.

olay ilk çıktığında internetten satın almıştık, kodla da geldi ama ona henüz geçmedik.

5 tane en adisinden maske almıştım eczaneden, serbestken, hep onları ütüleyip ütüleyip kullandım.

sonra hastaneye gittim, karşısında medikal vardı ama maske satmak yasak tabi.

gittim maske sordum yok dedi, yarım saat dil döktüm ve fahiş fiyattan 10 tane satın aldım.


ne ptt, ne edevlet, ne sosyal yardım, ne kredi, hiç bi şey yok. sanki kiribati vatandaşırız a.q.

Dostum artık kod beklemene gerek yok
Eczaneden tc no ile alabilirsin

Maska satışı yasak ama her yerde de satılıyor hala.

@adwokat, önceki gün eczaneye gittim kimliğimle beraber tam da böyle düşünerek; kod gelmeden veremem dedi geri yolladı. halbuki tv'de eczaneye gidince orada sistemden bakılıyor, kod olmasa da veriliyor denmişti.

Başvuru yaptıysanız zahmet edip eczaneye kimlikle gideceksiniz yarın.
Biz aldık .güzel maskeler doğrusu.

şubat ayı gibi 1 aylık erzak ve 150 adet maske ile hazırdım. baktım market alışverişi yapabiliyorum. erzakları ramazan kolisine çevirip dağıttım.

biz virüsün ilk görüldüğü zamanlarda bir paket almıştık, içinde 50 tane var. bizim gibi yapanların yanı sıra, elinde bulunmayanlar da aynı maskeyi günlerce kullanıyor. ya da siyah maskelerden satın alıyor.

Bize hem eczane için kod geldi; hem de cuma günü pttden maskeler geldi. En fazla 10 günde bir market için çıkıyoruz, dolayısıyla yetiyor.

Daha önceden de evde 20lik paket vardı da o bitti. Yıllar önce almıştım; bugünlerde kullandık.

Yasak gelmeden önce 50'lik bir kutu almıştım. Bir kere de 20 gün önce +65 babama 5'li paket geldi PTT ile. Ben bu stoğu kullanıyorum.

Yok para kazandırmıyor. Öyle bir amacım da yok. Kaliteli bir hesabım var. Komikli şeyler yapmak uygun olmaz. Sanatsal değeri olan şeyler olabilir. Para kazananlar da reklam alıyor.

Hesabınizi paylaşsanız da biz de takip etsek. Bence takipçi sayınızı sosyal fayda için değerlendirmek de güzel bir tatmin verebilir size. Belki zaten yapiyorsunuzdur sadece fikir olarak söyledim.

ben inst. hesabımdan eş, dost takip etmek yerine sanat sepet işi ypanları takişp ediyorum. genelde görsel ve illustrasyon üzerine... her gün bir kaç tane farklı sanatçının işlerini yayınlayıp altına da sanatçının adını tag leyen sayfalar var. bunların kimisi öyle bir saygınlık kazanmış ki fazla bilinmeyen, tanınmayan sanatçılar işlerinin altına bu sayfaların isimlerini de etiketliyorlar ki hani görüp yayınlasınlar diye veya bilinen sanatçılar işlerini yayınladığı için story den teşekkür ediyorlar.

yalnız dikkat etmeniz gereken bir şey var o da sadece tek bir alana yoğunlaşmanız. yani sadece heykel, seramik, -sadece çömlekçilik üzerinesağlan takipçi sayısına sahp sayfalar var düşünün- ilüstrasyon, resim vs vs birden fazla alan yerine tek bir alana yoğunlaşıp onun üzerinden yürüyün. mümkünse ilginiz ve varsa bilginiz olan bir alan olsun ve mutlaka sanatçının adını @bilmemkim 's artwork diyerek sanatçnın hesabına da yönlendirin.

200 bin çok organik gelmedi bana, olabilir tabii ama hashtag nedeniyle bot gelen çok oluyor. Gündemle ilgili facts sitesi olabilir, kanıtlanmış ilgi çekici bilgiler.
Yabancı müzelerin sitelerine bakın, her gün seçtikleri eserlerin altında ilginç hikayeler var, o güzel olur.

@kaset 1 tane bile bot yok. Dediğini tam anlamadım bir örnek sayfa gösterilsen keşke

Fact olarak özel bir site yok ama NG, Financial Times, Economist, Fast Company, Newsweek tarihten ve genel olarak ilginç bilgiler veriyor. Sanat hesabı olarak Tate.

Tamiflu
Plaquenil
Faviripavir

Hacı cok feci sallamış duyduğun kişiler.kinin den bahsediyorsun sanırım.corona tedavisinde kullanılıyor,aslında sıtma ilacıdır.toniklerde falan olduğu için marketlerde tonik kalmadı millet deli gibi içiyor,uludağ falan soda reklamını kinin içerir diye yayınlıyor.

Kolayca ve ucuza alınan bir ilaçtır kinin ama karantinanın ilk günlerinde devlet kontrol altına aldı satışını,

Faripavir. Ciddi kalp sorunları yaptığıyla ilgili bazı yazılar okumuştum.

çok fena sallamış diye bişey yok.

yıllar evvel benim bir arkadaşım, doktorun uyguladığı yanlış tedaviden dolayı, bildiğin normal açık tenli bir insanken zenci gibi olmuştu. görünce inanamamıştım, sonra yanlış tedavi durdurulunca zamanla normal rengine döndü.

bak aşağıdaki fotoğrafta o dediğin ilaç verilen 2 çinli doktorun fotoğrafı var.

scd.observers.france24.com

renk değişikliği karaciğer problemleri ile alakalı.

bu hastalık bilinmiyor, bilinen ilaçları aşırı dozda bile kullanabiliyolar.

mesela c vitamini, 25 gram c vitaminini bile verdiklerini söyleyen proflar oldu televizyonda, c vitamininin böbreklerde kristal/taş yapabileceği söyleniyor.

ilaçları bir yana bırak hastalığın neler yapacağı bile bilinmiyor, çünkü yeterli istatistlik yok, hasta sayısı çoğaldıkça, kendi tespitlerimizi, istatiklerimizi yaptıkça durum netleşecek.

Bana ve iş arkadaşıma plaquenil ile oseflu verildi, 1 ay 10 gün geçti sıkıntı yok. fısıltı gazetesi haberlerine itibar etmeyin.

Al capone gercekten yaşamış ve yılda 1500 kişinin öldürüldüğü gangster savaşlarının baş aktörü. Diğerleri hayali karakterler sonuçta.

Kurgusal karakterler içerisinde en karizmatik ve reddedilemez tekliflerle iş bitiren kesinlikle Corleone benim için. Üstüne tanımam.

Gerçek suçlular için de Al Capone’i mesela Pablo Escobar ile kıyaslamak daha doğru olur tabi ki. Yalnız Vito Corleone da Al Capone’den esinlenilerek yaratıldığı için birbirileriyle tamamen alakasız karakter ve kişiler değil.

Vito corleone gibi mütevazı ve asil bir kurgu karakterin al capone gibi vahşi ve gösteriş budalası bir gangster den esinlendigini söylemek nasıl bir şey.

al capone ve corleone benzetmesi bence de talihsiz olmuş.
ben de corleone diyorum.

aralarında en asili ve "kalitelisi" corleone tabii ki.
bunda hem öyle bir karakter yaratılmış olmasının, hem de döneminin etkisi var bence.

corleone daha organize, daha asil ve daha hiyerarşik bir düzenin ve sistemin içinde, bağlı olduğu bazı kurallar, saygı duyduğu şeyler var, daha köklü ve kendinden sonra gelenlere bıraktığı bir şey var.
ama zaten biraz bilerek öyle yaratılmış bir karakter/aile olduğuna inanıyorum.
bu açıdan düşünürsek, al capone daha "gangster".
yani biri baba, diğeri daha serseri gibi sanki.

soprano'nun bence bu ikisiyle pek alakası yok.
eski dönemlerin en saçma sapan adama bile kattığı bir kalite var.
soprano bunların yanında döneminden dolayı biraz bayağı kalıyor bence.

Normal kredide şansınız daha yüksek minimum 3 ay oda kaydı istiyorlar

emin misiniz peki? komşumun dediği kafamı karıştırdı o alabilmiş direkt, ama bir yandan da boşuna o kadar para bayılmak istemiyoruz

Yani benim çevremde başvurup oda kaydı olmadan alabilen olmadı ama kredi sicili bozuk olduğu halde su 10 binlik krediye başvurup alan çok kişi oldu.

10 binliğe sms ile başvurduk ondan da bir geri dönüş olmadı. iki hafta oluyor.

sopranos
peaky blinders

Tabi ki boardwalk Empire. Tek sorunu bir sezon erken bitmesi.

bu soruya the sopranos’tan başka bi cevap vermek allah katında haramdır.

+1 yeteramadenedimherşeyi

Ulasabildiniz mi?

Henüz öğrenemedik. Bir arkadaşımız mesaj attı sağ olsun. Umarız bir bilgi gelir. Çok teşekkürler.

TC kimlik no son numarasına göre gün gün paylaşılıyor. Son numara ve gün uyumlu değilse başvuru yapamiyorsunuz. Cumartesi pazar son numara farketmeksizin yapılabilecek.

bugün günümdü. Sayfaya giriyorum ama sayfada başvuru yapacağım bir buton yok.

Pc de e devlete girersen direk uyarı çıkıyor zaten ve altında "uygulamaya git" gibi birşey yazıyor oradan başvuruluyor. Ya da pandemi diye arat geliyor. Dün başvuru yaptık.

ben de çıkmıyor.

Valla bu bende kronik olarak var. Bırak 6 günde 3 kezi, 10 günde 1 kez çıktığım oluyor ama artık alıştım. Bazen de her gün çıkıyorum. Bol su içmeye vs devam edin siz. Her gece yatarken de bi kaşık zeytinyağı için bağırsaklar yumuşasın.
Nasıl geçer bilmiyorum ama şu anlık hastaneye gitmeniz gerekmez diye düşünüyorum çünkü benim 10 gün hiç çıkmadığım oluyor :(

Vücudunuza içinde bulunduğu duruma alışması için biraz süre verin. Sürekli hareketsizlik, beslenme düzeni değişikliği, psikolojik geçiş evresi... Beyniniz alışamadı ki bağırsaklarınız alışsın.

kefir ve probiyotik yoğurt tüketmekte iyi gelecektir. ama ikisine birden yüklenmeyin. bu sefer yine deneyi bozarsınız.

@matilda 10 günde 1 nedir yaaa.

böyle düzensizlik yerine (sadece geldiği zaman gitmek gibi) düzene oturtmak lazım bence. mesela ben her sabah kahvaltıdan sonra kesinlikle gittiğim için, artık vücut o kadar alışmış ki kahvaltı biter, bir sigara içerim sonra hemen sinyal gelir bana artık gidelim tuvalete diye.

@bobinhoo her zaman değil bu bazen oluyor. bazen her gün çıkıyorum, bazen 2 günde bir. bazen de 10 günü de gördüğü oluyor. hep 10 gün olsa kafayı yerim ve tedavi olurum zaten.

Çıldıracak ne var anlamadim. Su dönem bir çok insan yaşıyor bunu. Yarı psikolojik bir durum. Bir ay sonra hayat normale dönünce bu da normale döner. Abartacak başka bişey bulun bence.

Aşırı düzgün giden bir sistem varken, her gün yapabilmek varken 6 gündür yapamamak cildirtabilir insani evet. Herkesin cildirma noktası farkli olabilir, abartma durumu falan da yok. Çektiğim sancıyı kelimelerle anlatamam. İtici bir tavra gerek yok, yorumunuz icin teşekkürler @deer hunter

Sizin puanlar kac?

1

Psikopatlık yok, entrika yok, aşk idare eder. Diğerlerinde zeka var ama baksana onunla birlikte psikopatlık, entrika her şey var.

1 bas geç, temiz.

2.

Potansiyel var değerlenir gibi.

Sözlükteki en meşhur entryinden dolayı da bir coco vakası gibi geliyorsun ama neyse

benim entrika da 10/10 :(

1 numaranın düşük zekasına tahammül edemiyordum, edemem :(

2. numara resmen mucitti, aşırı yetenekli çok yetenekli ve elinden her şey gelen biri <3 <3 <3

3 numara ile olan ilişki çok masalsı, film olur. 2'den roman olur. 1 den bir bok çıkmaz

Hala mi aynı flört oyunları? On yılda ilişkilere yaklaşımının hiç olgunlaşmamış olması da ne bileyim.

Hepsi birbirinden kötü. Kötünün iyisini seçmem gerekirse düşük zekalı adamı psikopat bir kekoya tercih ederdim. Ama dediğim gibi mecburiyetten. Yoksa tüylerim ürperdi.

puanlama çok iyi.

bence de 2

1 çok sakin sıkıcı bi tip gibi.
3 de sana fazla

Entrikayı seviyormuşsun,3ü bırakma düş peşine.yalan rüzgarı gibi bir hayat yaşayın birlikte

en büyük hasarı 2 vermiş gibi, sanki daha farklı bir payeyi hakediyor...

Psikopatlık herkeste var bi nebze. 3. Güven verniyor, 1. Zekası ilgi çekmeli.
Ben 2. derdim .

2 tabii ki.

ruhen hastayim ben +1.
Psikopatlik cok korkutucu, 2 ve 3'un asla oluru yok. Ucuncu sayfa haberlerine dusmektense yaptigim espriyi birkac kez aciklamayi tercih ederim.

sence bu kişiler sana puan veriyor olsalardı böyle, kaç verirlerdi. Merakımdan soruyorum, oyun gibi :)

1 - Zekasiz ama en azindan kötü bir insan degilmis.

2 ve 3 psikopatmis 1in de zeka dusuk hicbirinden sevgili olmaz bunlarin. Yoklukta illa birini seçeceksen 1 diyorum sex puani istikrarlı ve yuksek.

Bu kriterleri tam puanı alan arkadaşlar nasıl alıyor , psikopatlık 10 demişsiniz ben direk seri katil filan olmasa 10 vermezdim , zekada öyle tanıdığım en zeki insana 9 verirdim galiba 10 çok uçuk.

2 ve 3 seri katil olduğundan 1 numarayı seçerdim

Çok net 3.

1 sıkıcı, 2 yatakta kötü. İkisi de tolere edilebilir şeyler değil. 3ü kafanda doğru konumlandırırsan, 3 gün takılıp salma şeklinde, mis <3

1 aşık değil.

2 seks (eğer bir sağlık sorunu yoksa) ve iyi vakit geçirme zamanla aşılabilir bence.

3 aldatıyor.

yani 1 ve 3'te devamlılık yok gibi. en fazla takılırsın işte. o nedenle 2 diyorum.

çok tanımlayamıyorm neden ama uzun zamandır bu kadar tiksinmemiştim. sonra entrylerini okudum nedenini anladım. Bence vizyonunu geniş tut üçünü de al.

Beyinsiz biri nasıl karizmatik olur ben onu hayal edemediğim için birinci boş küme
İkinci bir tek sekste şey değilmiş. Onu da öğretirdin ne olacak. Tabi afedersin ufaktır ya da kalkmıyordur ona çok şey yapamazsın.
Üçüncü değişken onu daha tam olarak tanıyamadığın için bence. Böyle adamlarla bence sadece seks eylemek yeterli böyle aşk maşk boş işler. Sana aşık olsa ne fayda. Tabi farklı dünyalar...

Daha da eskilere git

Tabi ki 1.

Psikopatla hayat mı geçer allasan

Bizi hatirla

Aile Arasında ya bayilabilir.

Aile arasında'yı izlemiştik, unutmuşum söylemeyi.

Bizi Hatırla'ya bakayım.

Annem filmi var. Annelerin seveceği tarzda.

Bizim için şampiyon gelecekti bu aralar o da çok güzel izlenir anneyle :) ayla, müslüm olabilir izlemediyseniz. Bir de Kelebekler’de çok eğlenmiştik biz ama her anne sevmeyebilir ona bi bakarsınız.

Eyvah eyvah

kelebeğin rüyası, ekşi elmalar.

ayla yi izlemis.
muslum u izlemez, zaten ben izledim.
kelebegin ruyasini da izledim.

annem filmine bakayim.

Aykut enişte

Bilindiği Side Türkçe dublajlı

Blind Side*

Rüzgarı dizginleyen çocuk-dublajlı
Film demişsiniz ama ben dizi de önermek istedim. Virgin river ve gilmore girls. İkisinin de dublajı var. Gilmore girlsde anneyle izlenmeyecek sahneler var ama ana tema anne kız ilişkileri olduğu için anneler bile görmezden gelebiliyor asdf

Hedefim Sensin
Mucize
Unutursam Fısılda

feuer und wasser, rammstein. ne zaman "dur lan bayagidir dinlemedim, aciyim de dinliyim ozledim" desem mal mal duvara bakmaya basliyorum, 13 yas ve sonrasi film seridi gibi geciyor. 25 yasindayim zati.

valla Maiden'ın 88 seventh son albümü baştan sona.. o kaset..

ordan hangi tını gelse bir zaman yolculuğu yaptırıyor..

the evil that men do diyeceğim.

www.youtube.com


...Living on a razor's edge, balancing on a ledge...

Yalnızlık ömür boyu
İlave: ahmet kaya - nereden bileceksiniz

şu kısa filmle beraber kombo yapıp öyle komaya sokuyor.
www.youtube.com
cinematic orchestra-to build a home

Valla bu soruya başka zaman başka bir yanıt da verebilirim. Değişiyor yani. Ama bu aralar:
Muse- Unintended
youtu.be

kaçak - ölünür de
ama şu video ile www.youtube.com

Ahmet Kaya ayrılığın hediyesi.

Bir süredir Nilüfer - (git:youtu.be Çarem Benim).

Bir ara Pink Floyd - Hey You. Gitar solosu felakettir.

Fikret Kızılok - Gönül

soruyu görünce ilk aklıma gelen illuminate my heart my darling oldu.

www.youtube.com

ama cevaplarda fikret kızılok'u görünce onun da öyle çok şarkısı var aslında. serserinim ilk aklıma gelen oldu ordan da mesela. ana göre değişebilir.

belki de tam bir dönüm noktasındasındır ve burdan dönüp artık vakti en iyi şekilde değerlendirme kararını verirsen, hayatın boyunca hiç oyun oynamamış halinin bile yakalayamayacağı bir fırsatı yakalayacaksındır.

bugün, hemen şuan itibariyle vaktini muazzam şekilde değerlendirmek için söz ver ve işinin vaktinden daha fazla olmasını sağla bir şekilde. tam olarak şuanda ama, şimdi olmazsa hiç olmaz. bence seni büyük bir fırsat bekliyor, bunun vakti gelmiş, treni kaçırma derim. o trenin ne treni olduğunu ben bilemem, onu sen bulacaksın.

EMDR tedavisi öneririm. Hala çok gencsiniz bir gün daha ağır bir şekilde dank edebilir hayatınızı ne uğruna harcadığınız gerçeği.

Mademki bu durumdan rahatsızsın o zaman kendine ulaşabileceğin bir çalışma hedefi koy.Önce bunu oturt.Daha sonra kademeli olarak arttır.Bu süreçte yine oyununu oyna ama giderek istediğin noktaya getir.Değişim bir anda olmaz!

Valla kpss sayesinde şu anda oyun oynayabiliyorum :D oyun oynamaya devam edebilmen için gelire ihtiyacın olacak onu da kpss ile sağlayabilirsin. Birkaç ay ara ver çok zor bir şry değil. Madddesel bağımlı değilsin sık dişini biraz. İşsiz kalırsan yeni oyunları alabilecek maddi durumun olmayacak

Bence oyun bağımlısı olmaktan ziyade, hayattan kaçıyormuşsunuz gibi geliyor. Kendimden biliyorum.

kafana göre takıl. dünyayı kurtarmaya niyetli çok insan var ne de olsa.

@ KUCO İyi düşüncelerin için teşekkür ederim. Açıkçası bunu itiraf ettikten sonra içimde kaldığım yerden devam etmem için bir mecburiyet duygusu oluştu. Bence de şimdi olmazsa hiç olmaz. Umarım o treni kaçırmam. Pozitif düşüncelerin için çok teşekkür ederim.

@ deer hunter EMDR'yi araştıracağım, öneriniz için teşekkür ederim. Haklısınız, zararın neresinden dönülse kardır. Umarım dediğiniz gibi daha ağır bir şekilde kafama dank etmez. Tavsiyeniz için teşekkür ederim.

@ oyle Kendime plan program yapıp ona uymakta çok başarısızım. Ama dediğin gibi bir hedef koyup ona ulaşmaya çalışmak çok önemli. Zaten geçen seneye göre oyun oynama sürem ciddi ölçüde azaldı. Hatta önceden bir ayda 2-3 oyun bitirirken şimdi bir ayda bir oyun bile bitiremiyorum. Ama oyun oynamasam bile ders çalışmamak için oyalanıyorum. İstikrarlı olmak lazım. Önerin için teşekkür ederim.

@glamdr1ng Tebrik ederim öncelikle. Başarın daim olsun. Birazcık kıskandım seni :D Aslında maddi açıdan çok sorunum yok. Çalıştığım dönemden biriktirdiğim maaşlarla idare etmiştim geçen seneye kadar ve paralar suyunu çekince serbest çevirmenliğe falan başladım, o sayede çok olmasa da bir kazancım var. İstediğimi alabiliyorum. Alamasam da biriktirip alıyorum. 3 yıldır falan ailemden para istemiyorum. O açıdan sorunum yok. Ama sonuçta kendime bir hayat kurmam gerekiyor. O yüzden dediğin gibi dişimi sıkmam gerek. Zaten 35 yaşından sonra iş bulmak çok zor olacak.

@kobuzchi kiz Vallahi o psikologları dinlersem sanırım iflah olmam daha zor olur :)
Aslında oyun sektörüne yönelmek dediğiniz gibi daha çok akılcı olurdu ama bunun için altyapım yok. Yazılımla uzaktan yakından alakam olmadığı için biraz hayal kalıyor. "Oyun basını" derken aslında daha çok oyun inceleme, haber sitelerinde çalışmak veya Youtuber olmak gibi şeyler var ama dediğiniz gibi iletişime giriyor. Ama maalesef iletişim okumadım. Yabancı dil bölümü mezunuyum. Geçmişte bu tarz sitelerde yazmak için başvuruda bulunmuştum ama olmadı. Bir de benden istedikleri şeyleri çok güzel yazmama rağmen olmadı. O yüzden bir daha da uğraşmadım. Tavsiyeniz için çok teşekkür ederim.

@ maxim gorki Evet o da kuvvetle ihtimal. Sorumluluk almaktan da kaçıyor olabilirim. Tespit için teşekkür ederim.

@ galaksi yolcusu Dünyayı kurtarmak istemesem de en azından kendimi kurtarmalıyım bence. Teşekkür ederim.

cok takilma be, spora basla, gerisi gelir merak etme

@ müptezel dostoyevski Tavsiye için teşekkür ederim. Spora ders çalışmaktan daha da uzağım. O nasıl olacak bilmiyorum.

Bence nasılsa idare ediyorum diye adım atmakta oyalanıyor olabilirsin. Kafanda kuracağın nasıl bir gelecek istiyorum tasviri sana yardımcı olacaktır. Başlangıçta hızlı yol almaya çalışmamanı ve kendini alıştırarak ilerlemeni tavsiye ederim.

Zor bir şey bence. Yani nedir nasil olur fikrim yok ama ben ortaokul ve lisede böyleydim mmorpg ile. Sabah/ogle/aksam oynardim, sevgililerden ayrildim, derslerde sikinti oldu vs. Sosyal hayat yoktu.

En sonunda bir gun napiyorum lan oldum. Bilgisayarda oyun namina her seyi sildim, fotografindan cektigim videoya, karakterimi vs her seyi sildim. Bir daha da oynamadim.

Yani bana göre ne olursa olsun tedavisi ancak yarabandi cekmek gibi olacak cunku gunde 1 saat oyniyayim falan olmuyordu, en azindan bende.

Kolay gelsin gercekten.

@ mekaniker Evet, haklısın. İçinde bulunduğum rahatlık çok büyük bir etken. Ama sonuçta çalışarak elde edeceğim başarıyla daha büyük bir rahatlık elde edeceğim. Dediğin gibi yavaş ama sağlam adımlar atmam ritmi yakalamamı sağlar umarım. Tavsiye için teşekkür ederim.

@ logistiscsmanager Sen de zor bir durumdan kurtulmuşsun, tebrik ederim. Hem lise hayatımda hem de üniversite hayatımda oyun yüzünden okullarını çok fena batıran arkadaşlarım vardı. Çok şükür onlar gibi olmadım. Sanırım öyle olsaydım şimdi daha kötü durumda olabilirdim. Gerçekten kurtulması zor. Günde 1 saat oynamayla falan olmuyor gerçekten, doymuyorsun, daha fazla istiyorsun. Temelli bırakmak şart ama onu nasıl başaracağım bilmiyorum. Tavsiye için teşekkür ederim.

29 yaşında/kadar kendine ev etrafına faydası dokunmamış bir bireyin bu noktadan sonra bir şey yapması mümkün değil. demek ki bu hayat sizin için en olması gereken şekilde ilerliyor. böyle devam.

akşam 22:00'dan sonra 02:30'a kadar cs:go yapıyoruz 10 kişi, oynamak isterseniz bilgileri paylaşırım.

neden oyun oynadigina odaklan. sebebi var oyun oynuyor olmanin. bir seyden kacis olmali.

@ h264 Nereden biliyorsunuz aileme veya kendime faydam olmadığını? Bunları yazmış olmamın sebebi şu anda olmam gereken yerde olmamı engelleyen durumdan nasıl kurtulabileceğim konusunda yardım istemekti. Bu arada ben online takılmıyorum, size iyi oyunlar dilerim. Davet için teşekkürler.

@ Leonardo Da Vinci Evet, var bir sebebi. Benim için oyun oynamak kitap okurken kitabın içindeki dünyada kaybolmak gibi bir şey. Tamamen edebi bir şey. 20 yıldan beri oyun oynuyorum ve bana o kadar çok şey kattı ki saymaya kalksam sayamam. Bugün sahibi olduğum kültür ve bilgi birikiminin çok büyük bir kısmını oyunlara borçluyum. Her oyun oynayan insanda da bu derinlik yoktur mesela.

Bir de mesela şu an İngilizcem iyiyse ve onun yanında da Almanca öğrendiysem bu oyunlar sayesindedir mesela. Hatta yeni bir dil öğrenmek istesem o da İspanyolca olurdu ve bunun sebebi de en sevdiğim oyunun İspanya'da geçmesi. Bir hayalin içinde yaşamak gibi işte.

Şu an bunları yazarken hissettiğim duygular o kadar güzel ki anlatamam. İnsanları sevmeme, tahammülsüzlük gibi şeyler de işin içine girince insan gerçekliğini oraya taşıyor. Ama maalesef öyle bir gerçek yok ve ben esas gerçekliği görmezden geldikçe nelere mal olduğunu görmeye başladım. Teşekkür ederim.

@ dumbest_man_alive Quake de ne efsaneydi ama cidden. Ben Playstation 1' de Quake 2 ile başlamıştım. Tabi Playstation olduğu için online falan yok, arkadaşlarla falan split screen oynuyorduk. Ne keyifliydi. Ayrıca hikayeli oynanışı da şimdi çıkan bir çok oyuna taş çıkartırdı. Ah o günler!

Siz ne güzel kendinizi kurtarabilmişsiniz. 4 arkadaş çok iyi yerlere gelmişsiniz. Diğer arkadaşa üzüldüm. Lisede kaç arkadaşım Knight yüzünden okullarını harcadı. Üniversitede yine kaç arkadaşım LOL yüzünden okulu kaç yıl uzattı, bazıları çabuk toparladı uzatmadan mezun oldu. Ama geneli iş güç sahibi oldu. Ben onlar kadar abartmamama rağmen iş güç sahibi olamadım. Nedenini hep merak etmişimdir?

Bu arada hiç öyle internet cafede oturup da 1 saat oyun oynamış biri de değilim. Bana çok ters zaten. Zaten öyle bir şey yapsam ailem sağlam bir silkelerdi.


İşte oyunların bana kaybettirdiği en önemli şey üniversitede iyi bir bölüm kazanabilecekken önemli görülen ama mezun olunca bir halta yaramadığını gördüğüm vasat üstü bir dil bölümüne razı olmaktı. Sınıfın başarılı öğrencilerinden biri olarak mezun olduktan sonra iş hayatım beklediğim gibi gitmedi. 1 yıl iş bulamadım. Sonra bulduğum bir işte 4 ay çalıştım ama çekilecek gibi değildi, doğru düzgün ödeme yok bir şey yok, herkese mobbing gırla. Çıktım tabi. Paramı avukatla alabildim. 6 ay iş bulamadıktan sonra büyük firmada işe başladım ama onda da takım lideriyle anlaşamadım, 2 ay çalıştıktan sonra ayağımı kaydırdı. 2 ay sonra işsizliğim 2. yıla girecek ve bu 2 yılda kaç görüşmeye gittiysem hep olumsuz oldu. Ailem tek şansımın KPSS olduğu konusunda ısrar etti, başka bir seçeneğim olmadığı için bu sınava hayatım buna bağlıymış gibi çalışmam gerekiyor ve içimden çalışmak gelmiyor yine, sınavların ertelenmesi de tuz biber oldu, çalışmaya başlamışken ara verdim. Sanırım bunun ne kadar önemli olduğunun farkına yeni varıyorum.

Dediklerinde haklısın. Yanlış bir şey yok. Bu arada ilk adım olarak az önce bilgisayardaki tüm oyunları kaldırdım. Bu en en kolay olanıydı. Psikolojik bir savaş vermem gerekiyor ve bu da en zoru. Tavsiyen için teşekkür ederim.

sene 2003 falan, MOHAA yeni cikmis, arkadaslarla deli gibi online odalarda oynuyoruz. sabah universiteye gidiyoruz, aksam evlere dagilir dagilmaz basliyoruz, her aksam 5-6 saat. tonla para harcamisiz bilgisayalari agzina kadar doldurmusuz, son teknoloji. oyun fareleri, klavyeleri, paramizin yettigi ne var ise gomduk. aramizdan birisi gitti 3-5 tane eski migfer buldu bir yerden, hepimizin oynarken kafada bir tane migfer. tam rezillik yani.

boyle 2-3 sene gittik. herkes teker teker mezun olmaya falan basladi, mezun olan askere gidiyor, sonra is buluyor calismaya basliyor, kopuyoruz yavas yavas. ben yuksek yapmaya karar verdim, okula devam. hala aksamlari kastiriyorum, yas 24-25 artik.

birgun bir odaya girdim, saglam bir ekiple kapisiyorum. hile falan yok eminim ama vuramiyorum elemanlari. catir cutur indiriyorlar beni. neyse 3-4 saat sonra pes ettim. dedim gencler ne ayaksiniz, kimsiniz nesiniz. iste biri 12 yasinda, biri 14. 20'lik bir kisi yok. yas ortalamasi 14-16 veletlerin.

o gun farkettim ki artik bizden gecmis, bir sonraki nesile me$aleyi devrettim. cd'yi kirdim direk. orda bitti.

ustunden 5-6 sene gecti, bir tek beni diablo 3 heyecanlandirdi. kendime soz vermistim cikarsa alacam, sistem kuracam sirf bu oyun icin vs. oyun cikti screen shotlara falan bakiyorum ama yok, zerre istek yok. yas zaten 30 olmus. o sene evlenmeyi dusunuyorum, mezun olmusum ise girmisim vs. hayat bambaska bir yone gidiyor.

simdi baktim diablo 3 cikali 8 sene olmus. bu arada ben evlendim coluk cocuga karistim. hayat kosturmacasi icinde birak oyun oynamayi gun icinde kendime ayiracak 1 saati zor buluyorum.

ozetle, ben de 20'li yaslarin ortasinda ulan herhalde olene kadar oynarim kafasindaydim. biraktiktan sonra da eksikligini acikcasi hissetmedim. hayat seni alip baska yerlere goturuyor. kendini hayatin akisina birak, olay zaten kendiliginden cozulecek.

MOHAA da zamanında bir efsaneydi. Zamana damga vurmuş oyunlardan biri. Yalnız miğferle oyun oynama kısmına fena güldüm cidden :D

Ben de eskisine kıyasla daha az oyun oynuyorum ama bir türlü kopamıyorum. Her ne kadar eskisi gibi tad alamasam da oynuyorum yine. Steam'de, Uplay'de, Origin' de oynanacak bir sürü oyun var daha, bazen kim oynayacak bu kadar oyunu diye soruyorum kendime. Umarım başarabilirim kendime hakim olmayı. Tavsiye için teşekkürler.

e ticaret belli sektörlerde rekor kırıyor şuan. bildiğim kozmetik, tahta oyunları, kart oyunları, gıda, kişisel bakım alet ve ürünleri var.

E ticaret sorunlu diyorsaniz bu dönem için bence hiç bu işlere bulaşmayın. Herkes cirosunu ikiye katladı.

bir de e ticaretin operasyonel yükü var.Onunlada uğraşmadan da yapabilir miyiz ?

olmaz demiyorum, belki imkansıza yakın bir olasılıkla kusursuz bir fikirle yapılabilir ama o fikir de zaten ekşi duyurudan çıkmaz.

deer hunter ve duygusuzromantik +1

gerçekler acıdır ama gerçekçi olmak lazım, temel düzeyde yazılım bilgisi ile internet üzerinden ayda 10 - 15 k imkansız gibi

Başta güldüm sonra üzüldüm biraz. Pasif gelire en yaklaştığım zamanda hizmet + eticaret + yazılım iç içeydi ve yine de günde 3 saat falan harcamam gerekiyordu, tüm buna rağmen 2 sene sonunda elime geçen aylık net gelir 5000tl civarında idi.

Ve bu market açığını görüp, yazılım ve ekonomi yeteneğimle atlamış halim. Bir şey yapmaya başlayacaksınız fatura isteyecekler, gidip vergi no alacaksınız, vergi ödeyeceksiniz, mali müşavirlerle uğraşacaksınız. Değmez deyip bıraktım kendi işimi kurmaktansa çok maaş alan beyaz yaka oldum.

Hayat o kadar kolay değil :) O yüzden hayal bunlar, kurmayı ne kadar erken bırakırsanız o kadar faydalı olur.

hizmet satmak istemiyorum
eticaret yapmak istemiyorum
eticaretin operasyonel yükünü üstlenmek istemiyorum
ayda 10-15k kazanç istiyorum

öneri:
torbacılık meslek yüksek okulu

tüm bu kriterleri karşılayan başka bir model yok

Bu dediğiniz tanıma uyan tek iş: Instagram ünlüsü olmak. Yani bir sosyal medya fenomeni olup bir şekilde affiliate marketing yapacaksınız. Bu dediğiniz tanıma ancak bu uyuyor.

yazılım bilgim iyi diyip bir ekiple yapsam sizce ?

Tam tersi karantinadan dolayı şu an ekonomik durgunluk olduğu için salgın bitince talep artacak ekonomik büyüme yaşanacak.

Neye talep artacak ki.. millette para yok. Şu an para kazanan memur ve iyi kurumsal şirkette çalışanlar. Esnaf bitik.

bizim zam dönemi nisan ayındaydı. normalde %20-30 arası zamlar konusulurken şimdi şirket fırsatcılık yapıp %5 sembolik zam yapıyor.(onu da başımıza kakıyor) halbuki geçen ay zam alsaydık şu an daha yüksek maaşımız olacaktı. çalıştığım sektör ve firma virüsten etkilenen bi iş yapmıyor şimdilik.

benim azaldı, internetten kazandığım sabit bir gelir var üç aşağı beş yukarı aynı seviyelerde giden.

bu iş stok grafik, stok fotoğraf ve stok video üretmek. tabi bununla beraber çeşitli ae templateleri, proje dosyaları falan.

ajanslara bağlı bir iş, %90 reklam ajansları, prodiksüyon ajansları satın alır.

haliyle neredeyse durma noktasına geldi. ben de hedef değiştirdim.

boş durmuyorum, satma potansiyeli daha düşük ama kolay olarak üretebileceğim bişey arıyordum, aklıma dünya bayraklarının animasyonları geldi, 70 ülke kadar bitirdim.

100e tamamlayınca bırakıp covid ile ilgili şeyler üreteceğim.

Benim arttı gelirim. Gerçi daha fazla çalıştığım için dengeliyordur emek/para oranı olarak. Onun haricinde evde olduğum için normale göre çok daha az para harcıyorum, güzel birikim yapma fırsatı.

Gelir azalmadı ama gıdadan elektroniğe kadar her şey o kadar zamlandı ki azalmış kadar oldu.

Ben maalesef sağlık sektörünün içinde olduğum için gelirimde azalma olmadı. Hatta güya dönerler yükselecek, artması bile mümkün.

bizim durumlar değişmedi henüz. eşimin şirketi avrupa'ya iş yapıyor. süreç uzarsa olumsuz olarak etkileniriz.
kardeşimin sevgilisinin restoranı var. onlar çok kötü durumda. çalışanları işten çıkardılar. batmamaya çalışıyorlar.
annem de esnaf ama şansımıza şubat sonu online satış yapmaya başlamıştı. bu sayede ayakta kalabildi.

Gelir arttı gider azaldı. Ticaret erbabı olarak yeni duruma hemen ayak uydurdugum için iş anlaminda sıkıntı olmadı. Vakit geçirme noktasında da sorun yok sadece etrafımda mecburi iletişimde olduğum kisilerin aşırı dikkatsiz ve hijyenden uzak umursamaz tavırları oldukça gerdi.

bu karantina dönemi daha basit yaşamayı öğretti bana. gelirim azaldı ama giderimi de azalttığım için büyük bir olumsuz değişiklik olmadı.

geçen Certified Copy'i izledim, mekansal kriterlere uygun.
çok komedi unsuru yoktu ama.

Den skaldede frisor.
Sanırım tam aradigin şey.

Begin Again
High Fidelity

Kafamda direkt High Fidelity ve Once canlandı <3

When harry met sally
50 first dates